Kitap hakkında: 2016 / Büyükannemle geçirdiğim yaz tatili anıları pembe ve büyülü, teyzelerimin anlattığı hikayeler ise gizemli. Katharina Hagena, üç neslin kaderini iç içe geçiren bir ailenin kadınlarından bahsediyor. Unutuş ve anılarla ilgili, dokunaklı, son derece eğlenceli ve aynı zamanda bilgece bir roman. Bettina öldüğünde evi Iris'e miras kaldı. Uzun yıllar sonra Iris kendini büyükannesinin eski evinde bulur; yaz tatillerini burada geçirir ve kuzeniyle birlikte giydirme oyunları oynar. Zamanın durduğu bir dünyada, odalarda ve bahçede dolaşıyor. Bu dünyada kırmızı kuş üzümleri bir gecede beyaza dönüyor, gözyaşları korunabiliyor, ağaçlar iki kez çiçek açıyor, köyler yok oluyor ve kadınlar parmak uçlarından kıvılcımlar saçıyor. Bu süre zarfında bahçe vahşileşti. Bettina elma ağacından düştükten sonra önce dalgınlaştı, sonra unutkanlaştı ve sonunda artık hiçbir şeyi veya hiç kimseyi, hatta kendi üç kızını bile tanıyamaz hale geldi. Iris bir hafta boyunca evde yalnız yaşadı. Bu evi elinde tutmak isteyip istemediğini bilmiyor. Karagöl'de yüzüyor, misafir kabul ediyor, eski sevgilisinin erkek kardeşini öpüyor ve duvarları yeniden boyuyor. Odadan odaya dolaşırken, unuttuğu anılara dokunarak buluyor: Büyükbaba savaşa gitmeden önce gerçekte ne yaptı? Bettina'nın kızlarını hangi erkekler seviyordu? Kim elmaları çekirdekleriyle birlikte yedi? Iris nihayet kuzeni Rosemary'nin kazasının olduğu geceyi hatırlıyor: Rosemary'nin kış bahçesinin çatısında ne işi vardı? Ona söylemek istediği başka bir şey var mıydı, Iris? Iris, unutuşun farklı biçimlerinin olduğunu ve hafızanın bunlardan yalnızca biri olduğunu fark eder..